Şileli Ali'nin Macerası #1

Şileli Ali'nin Macerası

Şileli Ali ile tanışın. Ali, 18 Eylül 1974 yılında Şile’de doğdu. Henüz hayatın ilk saniyelerinde doğum esnasında annesini kaybetmiştir. Annesinin yokluğundan bir haber olarak büyüyen Ali, yaşı ilerledikçe annesinin yokluğunu hissetmeye başlamıştır. Annesinin yokluğu Ali’yi derinden etkiliyor, babası Faruk ise annesinin yokluğunu Ali’ye bir nebze olsa bile göstermemek için elinden gelen herşeyi yapmaktadır. Ali’nin Babası Faruk ise, memur olarak çalışmaktadır. Faruk, İş saatlerinde Ali’yi dedesi Mehmet Efendi ve anneannesi Fikriye Hanım’a emanet edip işe gidiyor. Mehmet Efendi, Ali’nin Annesi Ayşe’nin Babası, Fikriye Hanım ise Annesidir.

Takvim yaprakları 18 Eylül 1980 yılını gösterdiğinde Ali, altı yaşına girmenin heyecanı içerisinde ve babasının ona, doğum günü için sürpriz hazırladığını biliyor. Faruk, her zaman olduğu gibi Ali’yi yine dedesi Mehmet Efendi’ye ve Anneannesi Fikriye Hanım’a emanet edip işe gider. Ali’nin neşeli hali Mehmet Efendi’nin dikkatini çeker ve sohbet etmeye başlar.

Mehmet Efendi: “Ali’cim sen bugün ayrı bir neşelisin hayırdır ?”
Ali: “Hayır dede nereden çıkardın. Sadece sizin yanınızda olduğum için sevinçliyim. (Ali, doğum günü için hazırlanan sürprizi bozmamak için çaktırmamaya çalışır.)
Mehmet Efendi: “Öyle olsun bakalım. Sana verdiğim ödevine çalıştın mı Ali ?”
Ali: “Çalıştım dede. Elifba kitabındaki bütün harfleri biliyorum artık.”
Mehmet Efendi: “Aferim benim güzel evladıma. O zaman Elifba kitabını al da sana sözlü yapayım.”
Ali: “Hemen getiriyorum dede.”
Fikriye Hanım: “Bey, Ali maşallah çok zeki bir çocuk olacak. Bu yaşta, bu azme hayran kalmamak elde değil.”
Mehmet Efendi: “Doğru söylüyorsun hanım, Ali azimli bir çocuk aynı Ayşe(kızı)’ye benziyor.”
$ads={1}
Ali, Elif be kitabını alır ve dedesinin yanına koşar. Fikriye hanım ise onlara meyve soymuş getirmektedir. Ali’nin azimli ve bir o kadarda bilgili olması dedesi ve anneannesini gururlandırıyor. Hava kararmaya başlar, Faruk ise mesaisi bittikten sonra soluğu Pastahaneci Rıfat da alır.

Faruk: “Selamün aleyküm Rıfat abi.”
Pastahaneci Rıfat: “Aleyküm selam, Faruk kardeşim. Hoş geldin.”
Faruk: “Hoş buldum abi, Nasılsın iyi misin ?”
Pastahaneci Rıfat: “Allahıma çok şükür Faruk kardeşim, İdare ediyoruz. Seni sormalı sen nasılsın ?”
Faruk: “Bende çok iyiyim Rıfat abi Allah razı olsun. Bugün Ali’min doğum günü. Şimdi camda beni bekler. Benim pasta hazır mı abi ?”
Pastahaneci Rıfat: “Hazır kardeşim. Buyur.”
Faruk: “Borçum ne kadar abi.”
Pastahaneci Rıfat: “Ne borçu kardeşim, Ali’ye benden hediye olsun.”
Faruk: “Sağol abi. Hayırlı işler.”
Pastahaneci  Rıfat: “Sağol kardeşim iyi günler.”

Pastahaneci Rıfat’ın yanından çıkan Faruk, soluğu takı mağazasında alır. Mağazadan bileklik alır ve bilekliğin içine eşi Ayşe’nin fotoğrafını koyar. Arabasına biner ve evin yolunu tutar. Yolda giderken hafif yağan yağmur şiddetlenmeye başlar. Eve varmasına az mesafe kala yolun kenarında yavru köpek görür ve aracından iner. Yavru köpek bitkin ve zayıflamış bir şekildedir. Faruk ise yavru köpeğin annesini arar ve bulamaz. Faruk yavru köpeği alır ve evin yolunu tutar. Eve geldiğini gören Ali cama sevinçli bir şekilde koşar. Evin içerisinde “Babam geldi, babam geldi” diyerek koşturmaya başlar. Faruk arabayı park ettikten sonra yavru köpeği ve pastayı alarak kapıyı çalar. Kapıyı açmaya Ali koşar.

Ali: “Baba ! baba ! hoş geldin. Aaa bu yavru köpekte nereden çıktı.”
Faruk: “Hoş buldum Ali’m. Sana neler olduğunu anlatacağım.”

Faruk, pastayı Fikriye Hanım’a verir. Ali de sevinçten evin içinde koşturmaya başlar. Faruk ise elinde yavru köpek ile oturma odasına girer o sırada Kuran okuyan Mehmet Efendiye,

Faruk: “Selamün aleyküm baba.”
Mehmet Efendi: “Aleyküm selam evladım, hoş gelmişsin. Elindeki neyin nesidir.”
Faruk: “Hoş bulduk baba, bu yavru köpeği yol kenarında aç ve susuz buldum. Annesini aradım ama bulamadım, bende eve getirdim.”
Mehmet Efendi: “İyi yapmışsın evladım, hanım sana zahmet yemek getir de yavrucak kendine gelsin.”
Fikriye Hanım: “Hemen getiriyorum bey.”

Faruk ile Ali ise yavru köpeği banyoya götürür ve yıkarlar. Yıkadıktan sonra yavru köpeği kurulamaya başlarlar. Kuruladıkları yavru köpeği sobanın yanına götürürler. O sırada Ali ise yavru köpeğe,

Ali: “Ben de banyo yaptığımda, sobanın yanına gelince ısınmayı çok seviyorum köpekçik.”

Faruk ve Mehmet Efendi ise gülmeye başlarlar. Faruk, Ali’ye yavru köpeğe bir isim koymasını söyler ve o sırada Fikriye Hanım su ve yemeği getirir. Yavru köpek o kadar açıkmıştır ki tabaktaki yemeği bir anda bitirir ve uykuya dalar.

Ali, babasının ona yavru köpeğe isim bulmasını istediği için düşünmeye başlar. Düşünür, düşünür ve bulur. Hızlı bir şekilde oturma odasına girer.

Ali: “Buldum ! Buldum !”
Mehmet Efendi: “Neyi buldum evladım.”
Ali: “Köpeğe vereceğim ismi buldum dede !”
Faruk: “Söyle bakalım Ali, neymiş o isim.”
Ali: “CESUR olsun adı, baba.”

Oda da bunlar olurken Fikriye Hanım ise pastayı getirir. Ali sevinçli bir şekilde pastanın başına geçer. Faruk ise Ali’ye bir dilek tutmasını ve ondan sonra üflemesini söyler. Ali dileğini tutar ve mumları üfler. Hediyeler verilmeye başlar. Mehmet Efendi Ali’ye dua kitabı hediye eder. Fikriye Hanım ise ördüğü atkı ve bereyi hediye eder. Sıra Faruk'a gelmiştir, Faruk bilekliği hediye eder ve Ali’nin bileğine takar.

Ali: “Baba bu bileklikte neyin nesi ?”
Faruk: “Anneni hep yanında hissetmek istemiyor muydun ?”

O sırada Faruk bileklikteki kapağı açar. Ali annesinin fotoğrafını görünce ağlamaya başlar.

Faruk: “Ben, sen her gördüğünde ağla diye hediye etmedim Ali !”
Ali: “Ben sevinçten ağlıyorum babacım”

Ali babasına sımsıkı sarılır ve hediyeler için dedesine, anneannesine ve babasına teşekkür eder. Pasta kesilir ve yenilmeye başlar. Yorgun düşen Ali, babasına;

Ali: “Baba benim uykum geldi”
Faruk: “Tamam Ali’m. Gel bakalım seni odana götüreyim”

Faruk, Ali’yi odaya götürür ve kendi de yatmaya gider. Ali, babasının odadan çıktığını görünce bilekteki annesinin fotoğrafına bakar;

Ali: “Anne, keşke sende yanımızda olsaydın”

Annesinin fotoğrafına uzun süre bakan Ali uykuya dalar...

Bu hikaye Şafak Çetin tarafından yazılmıştır. İzinsiz veya kaynağı belirtilmeden paylaşılması kesinlikle yasaktır. Şileli Ali'nin Macerası Tamamen Hayal Ürünüdür. {alertInfo}

18 Yorumlar

  1. Şafak bey çok güzel olmuş devamını sabırsızlıkla bekliyorum. Ayrıca edebiyatımız yeni bir kalem kazanmak üzere başarılarını arttırarak devam etmen dileğiyle....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar,

      Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederiz. Şile ve Ağva'mızı bu tip hikayelerle daha farklı tanıtabiliriz. Bu bizim ilk hikayemizdir, desteğiniz için teşekkür ederiz.

      İyi günler dileriz...

      Sil
  2. Güzel yazı olmuş

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar,

      Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederiz. Şile ve Ağva'mızı bu tip hikayelerle daha farklı tanıtabiliriz. Bu bizim ilk hikayemizdir, desteğiniz için teşekkür ederiz.

      İyi günler dileriz...

      Sil
  3. Çok güzel yazı olmus. İnşallah agvaya da gelirler. ��

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar,

      Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederiz. Şile ve Ağva'mızı bu tip hikayelerle daha farklı tanıtabiliriz. Bu bizim ilk hikayemizdir, desteğiniz için teşekkür ederiz.

      İyi günler dileriz...

      Sil
  4. Gizem Ayyıldız11 Mart 2020 23:41

    Gerçekten sürükleyiciliği ve kurgusu mükemmel bir yayın ortaya koymuşsunuz işinizi iyi yaptığınızı ve bu sektörde olduğunuzu bir kez daha ispatladığınızı düşünüyorum emeğinize sağlık devamını merakla bekliyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar,

      Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederiz. Şile ve Ağva'mızı bu tip hikayelerle daha farklı tanıtabiliriz. Bu bizim ilk hikayemizdir, desteğiniz için teşekkür ederiz.

      İyi günler dileriz...

      Sil
  5. Harika bir yazı olmuş, devamı gelmesi dileğiyle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar,

      Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederiz. Şile ve Ağva'mızı bu tip hikayelerle daha farklı tanıtabiliriz. Bu bizim ilk hikayemizdir, desteğiniz için teşekkür ederiz.

      İyi günler dileriz...

      Sil
  6. tek kelimeyle mükemmel olmuşşş

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar,

      Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederiz. Şile ve Ağva'mızı bu tip hikayelerle daha farklı tanıtabiliriz. Bu bizim ilk hikayemizdir, desteğiniz için teşekkür ederiz.

      İyi günler dileriz...

      Sil
  7. şile halkı12 Mart 2020 00:54

    gayet başarılı bir yazı olmuş tebrik ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar,

      Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederiz. Şile ve Ağva'mızı bu tip hikayelerle daha farklı tanıtabiliriz. Bu bizim ilk hikayemizdir, desteğiniz için teşekkür ederiz.

      İyi günler dileriz...

      Sil
  8. Güzel ve sürükleyici bir çalışma olmuş :) devamın gelmesini istiyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar,

      Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederiz. Şile ve Ağva'mızı bu tip hikayelerle daha farklı tanıtabiliriz. Bu bizim ilk hikayemizdir, desteğiniz için teşekkür ederiz.

      İyi günler dileriz...

      Sil
  9. Şafak bey o kadar güzel, içten ve samimi bir hikaye ki beni çocukluğuma götürdü... Devamını mutlaka bekliyoruz. Böylesine masum hikaye yarım kalmamalı 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar,

      Öncelikle güzel yorumunuz için teşekkür ederiz. Devamı inşallah gelecek. Desteğiniz için teşekkür ederiz.

      İyi günler dileriz...

      Sil
Daha yeni Daha eski