KALELER:
OCAKLI ADA KALESİ
Şile’de dört kale vardır. Ama en tanınmışları Cenevizlilerden kalan limanda Ocaklıada’nın üzerinde yer alan Şile Kalesi ya da Ocaklı Kale’dir. Ocaklı Kale kendisini diğer kalelerden ayrılan silueti ile Şile’yi tanımlayan simgelerin başında gelir.
Beyaz renkli Ahmetli kireç taşları kullanılarak inşa edilmiş olan bu kale 12 metre yüksekliğindedir. Denizden gelebilecek saldırılara karşı koyabilmek amacıyla inşa edilmiş olan kale, bazı araştırmacılara göre Bizans İmparatoru Andronikas tarafından yaptırılmış, zaman içinde Osmanlılar tarafından da kullanılmıştır. Ancak son bulgular ise kalenin 2000 yıl önce Cenevizliler tarafından inşa edildiğini ve Şile’yi egemenliği altına alan diğer uygarlıklarca da kullanıldığını gösterir.
İlk düşünülenin aksine kale bir saldırı değil gözetleme kalesi olarak inşa edilmiştir. 4 katlı yapısı incelendiğinde en altta kilerin bulunduğu, diğer katların da yaklaşık 20 kişilik bir asker grubunu barındırmak için uygun olduğu anlaşılır.
Kale çağlar boyunca iki kez tamir görmüştür. Önce Bizanslılar sonra da Osmanlılar kaleyi yine gözetleme amaçlı kullanabilmek için onarımdan geçirmişlerdir. Ancak hazine söylentileri nedeniyle kale definecilerin istilasına uğramış ve bu arada oldukça tahrip edilmiştir.
Şile kalesinin röleve çalışmalarına Şile Belediyesi ve Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi işbirliği ile başlanmıştır.
KALEMKÖY KALESİ
İlçe merkezinin 39 km doğusundaki Kalem köyünde yer almaktadır. Çevreye hakim bir tepede kurulmuş olan kalenin surları tamamen yıkılmış olup sadece temel kalıntıları izlenebilir. Diğer Şile Kaleleri gibi 14.yy’a kadar kullanılmış bir Bizans kalesi olduğu düşünülebilir.
HECİZ KALESİ
Eski Şile Üsküdar karayolunun 15.km’sindeki Kalealtı Mahallesi yakınlarında ve Kale Tepe zirvesindedir. Üç kulesi de bakımsız durumdadır. Surların güney kenarında 6x9 m boyutunda bir su sarnıcı vardır. Bizans dönemi yapısıdır.
SARIKAVAK KALESİ
İlçe merkezinin 28 km doğusundaki Hasanlı Köyü Sarıkavak mahallesi yakınlarındadır. Çevreye hakim Kale Tepe doruğuna, Bizanslılarca yapılmıştır. 4 kulesi de bakımsız durumdadır.
FENERLER:
ŞİLE FENERİ
Göz alıcı yapısı ve yüksekliği ile eski Şile evlerinin üzerinden yükselerek Şile’ nin siluetini çizen fener, Şile’nin ilk akla gelen sembolleri arasındadır.150 yaşındaki Şile Deniz Feneri, dünyanın aktif olarak görev yapan en büyük ikinci feneri, ülkemizin ise aktif en büyük feneridir.
Deniz seviyesinden 60 m yükseklikte yer alan 19 m yüksekliğindeki kulesi ile ışığını 35 mil uzağa gönderen bu devasa bina, farklı yapısı ve olağandışı özellikleri nedeniyle Şile’nin dışında da tanınır.
Şile Feneri, Kırım Harbi’nde, Karadeniz’den İstanbul Boğazı’na girecek gemilerin yollarını bulabilmeleri için yapılmış fenerlerden biridir. Bu amaçla Boğazlar civarında 1856 yapılan Anadolu Feneri’nden sonra Sultan Abdülaziz tarafından 1858-1859 yılları arasında inşa edilmiştir. Taş kısmını Türk Mimarlar tasarlarken, metal aksamı ve mercek kristal sistemi de Paris’ten bir fabrikadan gelmiştir.
Fener kulesi, yapısının orijinal halini günümüzde de koruyabilmiştir. Sekizgen şeklinde ve 110 cm kalınlığında taştan yapılmış olan kule, gündüz iyi görülebilmesi için siyah ve beyaz enlemesine bantlar çizilerek boyanmıştır. Etrafı çiçeklerle süslü olan fenerin tepesine 72 basamakla çıkılır.
İnşa tarihinde ışık kaynağı olarak 3 fitilli gaz lambası kullanılan fener, 1968 yılında elektriğe çevrilmiştir. Bir dönüşünü 120 saniyede tamamlayan fenerin ışığı, sekiz adet göz biçimli mercekten yayılırken, fenerin çalışması duvar saatlerinde kullanılan sarkaç sistemi ile gerçekleşir ve dişli tertibatı bekçisi tarafından iki saatte bir saat gibi kurulur. Zamanında kullanılan, bugün artık antika değerini almış eşyalar ve gaz lambaları kuleyi daha da ilgi çekici kılar.
Şimşekli deniz fenerleri grubunda olan Şile Feneri dakikada 4 defa çakar ve 1000 mumluk elektrik lambası ile aydınlanır. Uluslararası standartlarda birinci sınıf deniz feneri olan Şile Feneri, açık gecelerde yaklaşık olarak 35 mil mesafeye ışığını yayabilir ve açık havada İstanbul Boğazı’ndan görülebilir.
Ulaştırma Bakanlığı, deniz fenerlerini müze olarak değerlendirerek turizme kazandırmak ve halka açmak amacıyla başlattığı projede, ilk uygulamayı bu tarihi fener üzerinde yapma kararı almıştır. Pilot fener olarak seçilen Şile Feneri, Ulaştırma Bakanı Bin Ali Yıldırım’ın katılımıyla yapılan bir törenle müze olarak turizme kazandırılmıştır. Fenerin eski aksamları, eski sistemlere ait lambalar, gaz lambaları, teknik cihazlar müzede yer alır.
Belediyemiz 2010 yılında, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, PTT Genel Müdürlüğü, Haliç Üniversitesi, Mimar Sinan Üniversitesi, STK'lar ve Şile halkıyla birlikte sanat literatürlerine giren özel bir çalışma ve kutlama organizasyonu düzenlemiş, Fenerimizin 150. doğum gününü kutlamıştır.
KİLİSELER :
YENİKÖY VAFTİZ KİLİSESİ
Günümüz Yeniköy'ü, Kurtuluş Savaşı sonuna kadar tüm nüfusu Rumlardan oluşan yaklaşık 4.000 - 5.000 kişilik büyük bir yerleşim birimiydi. Bu yerleşimlerden şimdilerde bazı binaların temel kalıntıları, köprüler, çeşmeler, vaftiz yeri ile kilise harabeleri kalmıştır. Aynı şekilde ilçe merkezinde Maşatlık yani Rum Mezarlığı'da bulunmaktadır. Ancak sadece sağlam kalmış ihate duvarları vardır onların yükseklikleri de 1,5 - 2m.'dir.
ÇEŞMELER:
HANIMSUYU ÇEŞMESİ
Osmanlılar zamanında Hatice Hanım adında Mısırlı bir kadın tarafından 1871'de yaptırılmış. Günümüzde de suyundan içilen çeşme "Tatlı Su" olarak biliniyor. Kabakoz Köyü Çeşmesi, Şile'nin 11km kuzeyinde Bizanslılar tarafından yaptırılmış. Bu çeşme tam 600 yıllık tarihi bir geçmişe sahip.
Çarşı içerisinde, Üsküdar Caddesi üzerindedir. 1871 yılında Mısırlı Hatice Hanım tarafından hayrat olarak yaptırılmıştır. 3 kurnası olup, batı ve kuzey tarafındaki kurnalar üzerinde iki tane kitabesi vardır. Çeşmeye ilk su verildiğinde deposuna şeker atıldığı için suyunun hala tatlı olduğu söylenir.
Kabakoz Köyü Çeşmesi
Papazın çeşmesi olarak da bilinen Kabakoz Köyü çeşmesi 600 yıl önce Bizanslılar tarafından yaptırılmıştır. Çeşme Şile’nin 11 km kuzeyinde Kabakoz Köyü’nde bulunur. Aynı köyün meydanında nice fırtınalarla yıldırımlar atlatmasına karşın dimdik ayakta ve canlı kalabilen 640 yaşında tarihi bir Çınar ağacı bulunmaktadır. Bu ağaçta ziyaret edilen yerler arasındadır.
Tarihi Osmanköy Su Kuyusu
Ne zaman yapıldığına dair pek bilgi bulunmamaktadır.
HAMAM:
Kızlar Hamamı ve Eski Hamam
Kızlar Hamamı Bizans döneminde kentin liman bölümünde yapılmıştır. Bir Osmanlı eseri olan Eski Hamam ise, kent merkezinde Hamamdere mahallesinde yer alır.
harika yapılar
YanıtlaSil